top of page

Tedarik Zinciri Raporu: 2025 #6/52 (03.02 ... 09.02)

Yazarın fotoğrafı: Sedat OnatSedat Onat

3 Şubat 2025 - 9 Şubat 2025

Bu raporda, geçtiğimiz hafta içinde Tedarik Zinciri alanında meydana gelen önemli olaylar, kaydedilen gelişmeler ve süreçlere etki eden değişkenler ele alındı.


 
Trimble ve Transporeon: Gerçek Zamanlı Yük Takibi ve TMS Entegrasyonu
Trimble ve Transporeon: Gerçek Zamanlı Yük Takibi ve TMS Entegrasyonu

Trimble ve Transporeon: Gerçek Zamanlı Yük Takibi ve TMS Entegrasyonu

Trimble ve Transporeon, tedarik zinciri yönetiminde devrim yaratmak amacıyla güçlerini birleştirdi. Bu iş birliği, gerçek zamanlı yük takibi ve Transportation Management System (TMS) entegrasyonunu sorunsuz bir şekilde bir araya getirerek, lojistik operasyonlarını daha verimli ve şeffaf hale getirmekte.​


Günümüzde, tedarik zinciri yönetimi, hızla değişen piyasa koşulları ve artan müşteri beklentileri nedeniyle daha karmaşık bir hal almakta. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, şirketler yenilikçi teknolojilere yönelmekte. Trimble ve Transporeon'un ortaklığı, bu ihtiyaca yanıt olarak ortaya çıkmakta.​


Trimble'ın gelişmiş GPS teknolojisi ve Transporeon'un bulut tabanlı platformu, tedarik zinciri süreçlerini optimize etmekte. Bu entegrasyon sayesinde, nakliye yöneticileri ve lojistik sağlayıcıları, yüklerinin konumunu anlık olarak izleyebilmekte ve operasyonel kararlarını daha hızlı ve doğru bir şekilde alabilmekte.​


Gerçek zamanlı veri akışı, tedarik zincirinin her aşamasında şeffaflığı artırmakta. Bu sayede, olası gecikmeler veya sorunlar önceden tespit edilerek, proaktif önlemler alınabilmekte. Ayrıca, müşterilere daha kesin teslimat süreleri sunularak, müşteri memnuniyeti artırılmakta.​


Transporeon'un bulut tabanlı platformu, farklı TMS'lerle kolayca entegre olabilmekte. Bu esneklik, şirketlerin mevcut sistemlerini değiştirmeden yeni teknolojileri benimsemelerine olanak tanımakta. Sonuç olarak, entegrasyon süreçleri hızlanmakta ve maliyetler düşmekte.​


Ayrıca, bu iş birliği, sürdürülebilir lojistik uygulamalarını desteklemekte. Gerçek zamanlı veriler sayesinde, rotalar optimize edilerek yakıt tüketimi azaltılmakta ve karbon ayak izi küçültülmekte. Bu da şirketlerin çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerine katkı sağlamakta.​


Trimble ve Transporeon'un ortaklığı, tedarik zinciri yönetiminde dijital dönüşümün önemini bir kez daha göstermekte. Bu tür yenilikçi çözümler, sektörün geleceğini şekillendirerek, daha verimli ve sürdürülebilir lojistik operasyonlarının önünü açmakta.​


Önemli Notlar:
  • Trimble ve Transporeon, gerçek zamanlı yük takibi ve TMS entegrasyonu için iş birliği yapmakta.​

  • Bu entegrasyon, tedarik zinciri süreçlerinde şeffaflığı ve verimliliği artırmakta.​

  • Gerçek zamanlı veri akışı, olası sorunların önceden tespit edilmesine olanak tanımakta.​

  • Transporeon'un platformu, farklı TMS'lerle kolayca entegre olabilmekte.​

  • Bu iş birliği, sürdürülebilir lojistik uygulamalarını desteklemekte.


---


 

Filo Siber Güvenlik Risklerinden Korunma Stratejileri
Filo Siber Güvenlik Risklerinden Korunma Stratejileri

Filo Siber Güvenlik Risklerinden Korunma Stratejileri

Günümüzde filo yöneticileri, araçlarını ve sürücülerini siber tehditlerden korumak için proaktif önlemler almak zorundadır.  Siber saldırılar, operasyonel aksamalara, finansal kayıplara ve itibar zedelenmesine yol açabilmektedir. Bu nedenle, filoların güvenliğini sağlamak için kapsamlı stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir.​


Siber Tehditlerin Artışı

Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte, filoların karşı karşıya olduğu siber tehditler de artmaktadır. Araçların internete bağlanabilirliği ve veri alışverişi yapabilmesi, onları siber saldırılara açık hale getirmektedir. Özellikle malware, ransomware ve phishing gibi saldırı türleri, filolar için ciddi riskler oluşturmaktadır. Bu tür saldırılar, operasyonel sistemlerin devre dışı kalmasına, veri kaybına ve finansal zararlara yol açabilmektedir.​


Proaktif Güvenlik Önlemleri

Filoların siber tehditlerden korunması için aşağıdaki proaktif önlemler önerilmektedir:​

  • Sistem Güncellemeleri: Araçların yazılımları ve bağlı sistemleri düzenli olarak güncellenmelidir. Güvenlik açıklarını kapatmak için üreticilerin yayınladığı yamalar zamanında uygulanmalıdır.​

  • Eğitim ve Farkındalık: Sürücüler ve filo yöneticileri, siber güvenlik konusunda eğitilmelidir. Phishing saldırılarına karşı farkındalık artırılmalı ve şüpheli e-postalar veya bağlantılar konusunda dikkatli olunmalıdır.​

  • Erişim Kontrolleri: Sistemlere erişim yetkileri sınırlandırılmalıdır. Sadece yetkili personelin kritik verilere erişimi olmalı ve bu erişimler düzenli olarak gözden geçirilmelidir.​

  • Veri Yedekleme: Kritik verilerin düzenli yedeklemeleri yapılmalıdır. Olası bir saldırı durumunda, verilerin hızlı bir şekilde geri yüklenebilmesi için yedekleme stratejileri oluşturulmalıdır.​

  • Siber Güvenlik Politikaları: Şirket içi siber güvenlik politikaları oluşturulmalı ve tüm çalışanlar bu politikalara uymalıdır. Bu politikalar, güvenlik ihlallerinin nasıl raporlanacağını ve hangi adımların atılacağını belirlemelidir.​


Teknolojik Çözümler

Gelişen teknoloji, filoların güvenliğini artırmak için çeşitli çözümler sunmaktadır:​

  • Gelişmiş Navigasyon Sistemleri: Trimble gibi firmaların sunduğu gelişmiş navigasyon sistemleri, sürücülerin en güvenli ve verimli rotaları seçmelerine yardımcı olmaktadır. Bu sistemler, aynı zamanda gerçek zamanlı trafik ve yol durumu bilgileriyle donatılmıştır.​

  • Video İstihbarat Sistemleri: Araç içi ve dışı kameralar sayesinde, sürüş sırasında meydana gelen olaylar kaydedilmekte ve analiz edilmektedir. Bu veriler, sürücü davranışlarını değerlendirmek ve olası riskleri önceden tespit etmek için kullanılmaktadır.​

  • Siber Güvenlik Yazılımları: Araçların ve bağlı sistemlerin güvenliğini sağlamak için özel olarak tasarlanmış siber güvenlik yazılımları kullanılmalıdır. Bu yazılımlar, potansiyel tehditleri tespit etmek ve engellemek için sürekli olarak sistemi izlemektedir.​


Örnek Olay: Colonial Pipeline Saldırısı

2021 yılında gerçekleşen Colonial Pipeline siber saldırısı, enerji sektöründe büyük bir kesintiye neden olmuştur. Bu saldırı, kritik altyapıların siber tehditlere karşı ne kadar savunmasız olduğunu göstermiştir. Bu tür olaylar, filo yöneticilerinin siber güvenlik konusundaki hassasiyetini artırmış ve proaktif önlemlerin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. ​


Sonuç

Filoların siber güvenliği, operasyonların kesintisiz ve güvenli bir şekilde devam etmesi için hayati öneme sahiptir. Proaktif önlemler almak, teknolojik çözümlerden faydalanmak ve sürekli eğitimlerle farkındalığı artırmak, siber tehditlere karşı en etkili savunma yöntemleridir. Filo yöneticileri, bu stratejileri benimseyerek hem araçlarını hem de sürücülerini koruyabilir ve operasyonel verimliliği sürdürebilirler.​


Önemli Notlar:
  • Siber Tehditlerin Artışı: Dijitalleşme ile birlikte filolar, malware, ransomware ve phishing gibi siber saldırılara daha açık hale gelmiştir.​

  • Proaktif Güvenlik Önlemleri: Sistem güncellemeleri, personel eğitimi, erişim kontrolleri ve veri yedekleme gibi önlemler, siber saldırılara karşı koruma sağlamaktadır.​

  • Teknolojik Çözümler: Trimble gibi firmaların sunduğu gelişmiş navigasyon ve video istihbarat sistemleri, filoların güvenliğini artırmaktadır.​supplychain247.com

  • Örnek Olay: Colonial Pipeline saldırısı, kritik altyapıların siber tehditlere karşı savunmasızlığını göstermiş ve proaktif önlemlerin önemini vurgulamıştır.​

  • Sonuç: Filoların siber güvenliği için proaktif stratejiler ve teknolojik çözümler benimsemek, operasyonel verimliliği ve güvenliği sağlamaktadır.


---


 

Verity, On ve Maersk, RFID Drone Teknolojisiyle Depo Takibini Test Ediyor​
Verity, On ve Maersk, RFID Drone Teknolojisiyle Depo Takibini Test Ediyor​

Verity, On ve Maersk, RFID Drone Teknolojisiyle Depo Takibini Test Ediyor​

Verity, On ve Maersk, depo envanter yönetimini geliştirmek amacıyla RFID teknolojisiyle donatılmış otonom drone'ları test etmek için üç aylık bir pilot proje gerçekleştirdi. Bu proje kapsamında, Verity'nin yapay zeka destekli drone'ları, depolardaki RFID etiketlerini tarayarak envanter doğruluğunu ve görünürlüğünü gerçek zamanlı olarak artırdı. ​


Pilot uygulama sırasında, Verity'nin drone'ları, depolardaki koridorlarda otonom olarak gezinerek milyonlarca RFID etiketini taradı ve %99,9'un üzerinde bir doğruluk oranı elde etti. Bu yüksek doğruluk seviyesi, envanter yönetiminde insan hatalarını azaltarak operasyonel verimliliği artırdı. ​


Verity'nin otonom envanter izleme sistemi, drone'ların kendi kendine uçabilme yeteneği sayesinde depolarda kesintisiz envanter takibi sağlamakta. Bu teknoloji, envanter sayım süreçlerini otomatikleştirerek çalışanların daha stratejik görevlere odaklanmasına olanak tanımakta. ​


On ve Maersk gibi sektör liderleriyle yapılan iş birliği, Verity'nin teknolojisinin geniş çapta benimsenmesini ve depo operasyonlarında standardizasyonunu desteklemekte. Bu tür ortaklıklar, tedarik zinciri süreçlerinde dijital dönüşümü hızlandırarak rekabet avantajı sağlamaktadır. ​


Depo otomasyonuna yönelik artan ilgi, Verity gibi yenilikçi şirketlerin gelişimini teşvik etmekte. Otonom drone'lar ve RFID teknolojisinin entegrasyonu, envanter yönetiminde devrim niteliğinde bir adım olarak görülmekte. Bu teknolojiler, manuel sayım süreçlerini ortadan kaldırarak hem zaman tasarrufu sağlamakta hem de operasyonel maliyetleri düşürmekte. ​


Ayrıca, Verity'nin drone'ları, depolarda 7/24 çalışabilme kapasitesine sahip olup, insan çalışanlarla birlikte güvenli bir şekilde faaliyet gösterebilmekte. Bu özellik, envanter sayım süreçlerinin operasyon saatlerinden bağımsız olarak gerçekleştirilmesine olanak tanıyarak esneklik sunmakta. ​


Verity'nin otonom drone teknolojisi, sadece envanter takibiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda yanlış yerleştirilmiş ürünlerin tespit edilmesi ve raf denetimleri gibi ek işlevsellikler de sunmakta. Bu kapsamlı yaklaşım, depo operasyonlarının genel verimliliğini artırarak tedarik zinciri yönetimine değer katmakta. ​


Sonuç olarak, Verity, On ve Maersk'in ortaklaşa yürüttüğü bu pilot proje, otonom drone'lar ve RFID teknolojisinin depo envanter yönetiminde nasıl devrim yaratabileceğini göstermekte. Bu tür yenilikçi çözümler, gelecekte depo operasyonlarının daha verimli, güvenilir ve esnek olmasına katkı sağlayacak.​


Önemli Notlar:
  • Verity'nin otonom drone'ları, depolarda milyonlarca RFID etiketini %99,9'un üzerinde doğrulukla tarayarak envanter takibini otomatikleştirmekte. ​supplychain247.com

  • Bu teknoloji, manuel envanter sayım süreçlerini ortadan kaldırarak operasyonel verimliliği artırmakta ve çalışanların daha stratejik görevlere odaklanmasına olanak tanımakta. ​

  • On ve Maersk gibi sektör liderleriyle yapılan iş birliği, Verity'nin teknolojisinin geniş çapta benimsenmesini desteklemekte ve tedarik zinciri süreçlerinde dijital dönüşümü hızlandırmakta. ​

  • Verity'nin drone'ları, depolarda 7/24 çalışabilme kapasitesine sahip olup, insan çalışanlarla birlikte güvenli bir şekilde faaliyet gösterebilmekte. ​theverge.com

  • Bu pilot proje, otonom drone'lar ve RFID teknolojisinin depo envanter yönetiminde nasıl devrim yaratabileceğini göstermekte ve gelecekte depo operasyonlarının daha verimli, güvenilir ve esnek olmasına katkı sağlamaktadır.


---


 

Trump'ın Çin Ticaret Baskısı Sevkiyat Kaosu ve Fiyat Artışlarına Yol Açtı
Trump'ın Çin Ticaret Baskısı Sevkiyat Kaosu ve Fiyat Artışlarına Yol Açtı

Trump'ın Çin Ticaret Baskısı Sevkiyat Kaosu ve Fiyat Artışlarına Yol Açtı

ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin'e yönelik ticaret baskıları, küresel tedarik zincirlerinde önemli aksamalara ve tüketici fiyatlarında artışlara neden olmaktadır. Özellikle, Çin'den ABD'ye küçük paketlerin gümrüksüz girişine izin veren "de minimis" kuralının kaldırılması, lojistik sektöründe belirsizlik yaratmıştır. Bu değişiklik, Shein ve Temu gibi perakendecilerin milyarlarca dolarlık ürününü etkilemektedir. 


Çin, geçen yıl ABD'ye yaklaşık 23 milyar dolar değerinde küçük paket ihraç ettiğini bildirmiştir. Ancak Nomura Holdings Inc., ABD'ye gönderilen paketlerin değerinin 46 milyar dolara kadar çıkabileceğini tahmin etmektedir. "De minimis" kuralının kaldırılması, Çin'in ihracat büyümesini %1,3 oranında azaltabilir ve bu yılki gayri safi yurtiçi hasıla artışını %0,2 düşürebilir.


Trump'ın tarifeleri, Shein ve Temu gibi Çinli hızlı moda markalarını olumsuz etkilemektedir. Bu şirketler, düşük maliyetli Çin tedarik zincirlerine dayanmaktadır ve tarifeler, kâr marjlarını azaltabilir. Uzmanlar, bu tedarik zincirleri değiştirilmezse, tüketicilerin daha yüksek fiyatlarla karşılaşacağını ve bu şirketlerin kârlarının azalacağını belirtmektedir. 


Trump'ın tarifeleri, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirebilir ve şirketleri tedarik stratejilerini yeniden değerlendirmeye zorlayabilir. Bu durum, üretimin Çin'den uzaklaştırılması eğilimini hızlandırabilir. Özellikle, Trump'ın %10 ila %20 oranında genel ithalat tarifesi ve Çin'den gelen ithalatlara %60 veya daha fazla tarife uygulama planları, şirketleri üretimi başka ülkelere kaydırmaya teşvik edebilir. ​


ABD'li ithalatçılar, tarifelerin yürürlüğe girmesinden önce siparişlerini öne çekerek, artan navlun maliyetlerine ve limanlardaki tıkanıklıklara neden olmaktadır. Bu durum, tedarik zincirlerinde belirsizlik yaratmakta ve şirketleri üretimlerini Çin dışındaki ülkelere kaydırmayı düşünmeye zorlamaktadır. Örneğin, M.A.D. Furniture Design, Çin'de üretilen modern tarzda mobilyalarının sevkiyatını %50 artırarak Minneapolis'teki deposuna göndermektedir. ​


Tarifeler, ABD'li tüketiciler için fiyat artışlarına yol açabilir. National Retail Federation'ın bir raporuna göre, %10'luk evrensel bir tarife ve Çin ürünlerine ek %60 ila %100'lük bir tarife uygulanması durumunda, giyim fiyatları %12,5 ile %20,6 arasında artabilir ve tüketicilerin giyim harcamalarında %33'lük bir azalmaya neden olabilir. ​


Önemli Notlar:
  • Trump'ın Çin'e yönelik ticaret baskıları, küresel tedarik zincirlerinde aksamalara ve tüketici fiyatlarında artışlara neden olmaktadır.​

  • "De minimis" kuralının kaldırılması, Shein ve Temu gibi perakendecilerin milyarlarca dolarlık ürününü etkilemektedir.​businessinsider.com

  • Tarifeler, şirketleri tedarik stratejilerini yeniden değerlendirmeye ve üretimi Çin dışındaki ülkelere kaydırmaya zorlamaktadır.​

  • ABD'li ithalatçılar, tarifelerin yürürlüğe girmesinden önce siparişlerini öne çekerek, artan navlun maliyetlerine ve limanlardaki tıkanıklıklara neden olmaktadır.​

  • Tarifeler, ABD'li tüketiciler için fiyat artışlarına yol açabilir ve giyim harcamalarında azalmaya neden olabilir.


---


 

!!! DUYURU !!!


ERP Nasıl Alınır? Kitabımız Google Play Book'da yayınlanmıştır.


https://www.sedatonat.com/erpnasilalinir Linki üzerinden ücretsiz olarak indirip okuyabilirsiniz.


Geri bildirimleriniz olursa bizleri mutlu edersiniz.


Şimdiden iyi okumalar dileriz.


Book Cover of ERP Nasıl Alınır?  (Tedarik Zinciri Portalı)
ERP Nedir? ERP Nasıl Alınır?
 



Comments


bottom of page