20 Ocak 2025 - 26 Ocak 2025
Bu raporda, geçtiğimiz hafta içinde Tedarik Zinciri alanında meydana gelen önemli olaylar, kaydedilen gelişmeler ve süreçlere etki eden değişkenler ele alındı.

Panama, Çinli Liman Operatörünü Denetliyor
Panama yetkilileri, Panama Kanalı'na bitişik iki limanı kontrol eden Çin bağlantılı bir şirketin denetimini başlattı. Bu gelişme, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkeye yapacağı ziyaret öncesinde gerçekleşti. Denetim, Çin'in stratejik öneme sahip bölgelerdeki artan varlığına yönelik küresel endişelerin arttığı bir dönemde yapılıyor.
Denetimin Kapsamı ve Nedenleri
Panama hükümeti, Panama Kanalı'nın her iki yakasında bulunan Balboa ve Cristóbal limanlarını işleten Hutchison Ports'un faaliyetlerini incelemekte. Bu denetim, şirketin operasyonlarının ulusal güvenlik ve ticaret üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlıyor. Yetkililer, denetimin rutin bir prosedür olduğunu belirtse de, zamanlaması dikkat çekiyor.
Çin'in Küresel Liman Yatırımları
Hutchison Ports, dünya genelinde 52 liman terminali işletmekte ve Çin'in küresel liman yatırımlarının bir parçası olarak görülmekte. Çin'in bu tür yatırımları, bazı ülkelerde stratejik altyapının kontrolü konusunda endişelere yol açmakta. Özellikle, Panama Kanalı gibi küresel ticaretin kilit noktalarında Çinli şirketlerin varlığı, jeopolitik tartışmaları tetiklemekte.
Trump'ın Ziyareti ve Olası Etkileri
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Panama'ya yapacağı ziyaret, bölgedeki diplomatik ilişkiler ve ticaret politikaları üzerinde etkili olabilir. Trump'ın başkanlığı döneminde Çin'e karşı izlediği sert ticaret politikaları ve Latin Amerika'ya olan ilgisi göz önüne alındığında, bu ziyaretin zamanlaması ve içeriği merak konusu. Ziyaret sırasında, Çin'in bölgedeki etkisi ve ABD-Panama ilişkileri gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor.
Küresel Ticaret ve Güvenlik Perspektifi
Panama Kanalı, dünya ticaretinin önemli bir arteridir ve burada faaliyet gösteren şirketlerin ulusal güvenlik ve ticaret politikaları üzerindeki etkileri büyüktür. Çinli şirketlerin stratejik bölgelerdeki varlığı, sadece Panama'da değil, dünya genelinde tartışmalara yol açmaktadır. Bu denetim, ülkelerin kritik altyapılarının kontrolü konusunda daha dikkatli davranmalarına ve yabancı yatırımları daha yakından incelemelerine neden olabilir.en.portnews.ru
Sonuç ve Beklentiler
Panama'nın Hutchison Ports'a yönelik başlattığı denetim, ulusal güvenlik ve ticaret politikaları açısından önemli bir adım olarak görülmektedir. Denetimin sonuçları, Çin'in küresel liman yatırımları ve bu yatırımların jeopolitik etkileri konusunda daha geniş tartışmalara yol açabilir. Ayrıca, Donald Trump'ın yaklaşan ziyareti, bölgedeki diplomatik dengeleri ve ticaret ilişkilerini etkileme potansiyeline sahiptir. Bu gelişmeler, Latin Amerika'daki stratejik altyapıların kontrolü ve yabancı yatırımların değerlendirilmesi konularında diğer ülkeler için de örnek teşkil edebilir.
Önemli Notlar
Panama, Panama Kanalı'na bitişik limanları işleten Çin bağlantılı Hutchison Ports'un faaliyetlerini denetlemekte.
Denetim, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Panama ziyareti öncesinde gerçekleşmekte.
Çin'in küresel liman yatırımları, stratejik altyapıların kontrolü konusunda endişelere yol açmakta.
Panama Kanalı, dünya ticaretinin önemli bir noktası olup, burada faaliyet gösteren şirketlerin ulusal güvenlik üzerindeki etkileri büyüktür.
Denetimin sonuçları, Çin'in küresel yatırımları ve jeopolitik etkileri konusunda daha geniş tartışmalara neden olabilir.
---

Husiler Tanker Geçişine İzin Verdi Ancak Belirsizlik Sürüyor
Yemen'deki Husi Hareketi, Kızıldeniz'deki tanker geçişlerine izin vermekte, ancak bölgedeki belirsizlik ve riskler devam etmekte. Husiler, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun Yemen'e uyguladığı deniz ablukasına misilleme olarak, Kızıldeniz'deki stratejik su yollarını kontrol etmekte. Bu durum, küresel enerji piyasalarında endişeye yol açmakta.
Kızıldeniz, dünya petrol ticaretinin önemli bir kısmının geçtiği stratejik bir bölge. Bab el-Mandeb Boğazı ve Süveyş Kanalı gibi kritik noktalar, günlük yaklaşık 4.8 milyon varil petrolün taşınmasında kullanılmakta. Husiler'in bu bölgede kontrolü ele alması, enerji piyasalarında dalgalanmalara neden olmakta.
Husiler, Suudi Arabistan ve müttefiklerinin Yemen'e uyguladığı deniz ablukasına karşılık olarak, Kızıldeniz'deki tanker geçişlerine müdahale etmekte. Bu durum, bölgedeki ticaret yollarının güvenliği konusunda endişeleri artırmakta. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), denizcilik sektörüne bölgedeki riskler konusunda uyarılarda bulunmakta.
Husiler'in, Kızıldeniz'deki tanker geçişlerine izin vermesi, geçici bir rahatlama sağlamakta. Ancak, bölgedeki siyasi ve askeri belirsizlikler devam etmekte. Yemen'deki iç savaş, Suudi Arabistan ve İran arasındaki bölgesel rekabet, Kızıldeniz'deki deniz ticaretinin geleceğini belirsiz kılmakta.
Deniz sigorta şirketleri, bölgedeki risklerin artması nedeniyle primleri yükseltmekte. Bu durum, deniz taşımacılığı maliyetlerini artırmakta ve nihai tüketici fiyatlarına yansımakta. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında dalgalanmalar gözlemlenmekte.
Kızıldeniz'deki güvenlik sorunları, alternatif ticaret rotalarının değerlendirilmesine yol açmakta. Doğu Afrika limanları ve Arap Yarımadası'ndaki yeni projeler, bu bağlamda önem kazanmakta. Ancak, bu alternatiflerin hayata geçirilmesi zaman almakta ve mevcut riskleri hemen ortadan kaldırmamakta.
Uluslararası toplum, Yemen'deki çatışmanın sona erdirilmesi ve bölgedeki deniz ticaretinin güvenliğinin sağlanması için diplomatik çabalarını artırmakta. Birleşmiş Milletler (BM), barış görüşmelerine ev sahipliği yapmakta ve insani yardım çalışmalarını sürdürmekte. Ancak, kalıcı bir çözüm henüz ufukta görünmemekte.
Sonuç olarak, Husiler'in Kızıldeniz'deki tanker geçişlerine izin vermesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmekte. Ancak, bölgedeki siyasi ve askeri belirsizlikler, deniz ticaretinin güvenliği konusunda endişeleri canlı tutmakta. Küresel enerji piyasaları, Yemen'deki gelişmeleri yakından izlemekte ve olası risklere karşı hazırlıklı olmakta.
Önemli Notlar:
Husiler, Kızıldeniz'deki tanker geçişlerine izin vermekte, ancak bölgedeki belirsizlikler sürmekte.
Kızıldeniz, dünya petrol ticaretinin önemli bir kısmının geçtiği stratejik bir bölge.
Husiler'in müdahaleleri, enerji piyasalarında dalgalanmalara neden olmakta.
Deniz sigorta şirketleri, bölgedeki riskler nedeniyle primleri artırmakta.
Uluslararası toplum, Yemen'deki çatışmanın sona erdirilmesi için diplomatik çabalarını sürdürmekte.
---

ABD Paris İklim Anlaşması'ndan Yeniden Çekiliyor
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ay bir yürütme emri imzalayarak ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan yeniden çekilmesini emretti. Bu karar, uluslararası toplumda geniş yankı uyandırdı ve iklim değişikliğiyle mücadelede küresel çabaların geleceği konusunda endişelere yol açtı.
Paris İklim Anlaşması ve ABD'nin Rolü
Paris İklim Anlaşması, 2015 yılında imzalanmış ve küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutmayı hedefleyen ilk kapsamlı uluslararası iklim anlaşmasıdır. ABD, anlaşmanın ilk imzacılarından biri olarak, sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdünde bulunmuştu. Ancak Trump yönetimi, 2017 yılında ABD'yi anlaşmadan çekmiş, 2021'de ise Biden yönetimi ülkeyi yeniden anlaşmaya dahil etmişti. Son olarak, Trump'ın yeniden başkan seçilmesinin ardından ABD, Paris İklim Anlaşması'ndan tekrar çekilme kararı aldı.
Trump Yönetiminin Gerekçeleri
Trump yönetimi, Paris İklim Anlaşması'nın ABD ekonomisine zarar verdiğini ve enerji sektöründe istihdam kaybına yol açtığını savunuyor. Özellikle kömür ve petrol gibi fosil yakıt endüstrilerinin anlaşma nedeniyle olumsuz etkilendiği belirtiliyor. Trump, anlaşmanın ABD'nin enerji bağımsızlığını tehdit ettiğini ve diğer ülkelerin, özellikle Çin ve Hindistan'ın, daha az katı taahhütlerle avantaj sağladığını iddia ediyor.
Uluslararası Tepkiler
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan yeniden çekilme kararı, uluslararası alanda geniş çaplı eleştirilere neden oldu. Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomiler, iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılıklarını sürdüreceklerini belirttiler. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, ABD'nin kararının hayal kırıklığı yarattığını ve küresel iklim çabalarını zayıflatabileceğini ifade etti.
İç Tepkiler ve Siyasi Yansımalar
ABD içinde de karar, farklı tepkilere yol açtı. Çevre örgütleri ve bazı eyalet yönetimleri, federal hükümetin kararına rağmen iklim değişikliğiyle mücadeleye devam edeceklerini açıkladılar. Özellikle Kaliforniya ve New York gibi eyaletler, kendi emisyon azaltma hedeflerini sürdüreceklerini belirttiler. Öte yandan, fosil yakıt endüstrisi temsilcileri ve bazı Cumhuriyetçi politikacılar, Trump'ın kararını destekleyerek, bunun ABD ekonomisi ve enerji sektörünün rekabetçiliği için olumlu olduğunu savundular.
Küresel İklim Çabalarına Etkisi
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi, küresel iklim çabalarını olumsuz etkileyebilir. ABD, dünya genelinde en büyük sera gazı emisyonuna sahip ikinci ülke konumunda ve finansal katkılarıyla da iklim fonlarına önemli destek sağlıyor. ABD'nin çekilmesi, diğer ülkelerin taahhütlerini yerine getirme motivasyonunu azaltabilir ve iklim finansmanı konusunda boşluklar oluşturabilir.
Geleceğe Yönelik Senaryolar
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi, diğer ülkelerin iklim politikalarını yeniden değerlendirmesine neden olabilir. Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomiler, kendi iklim hedeflerini yükseltmeyi ve yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmayı planlıyor. Ayrıca, ABD'deki eyaletler ve şehirler, federal hükümetin kararına rağmen kendi iklim politikalarını uygulamaya devam edebilirler.
Sonuç
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan yeniden çekilme kararı, küresel iklim politikalarında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu karar, uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. İklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için tüm ülkelerin ortak çaba göstermesi gerekmektedir.
Önemli Notlar
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan yeniden çekilmesi için bir yürütme emri imzaladı.
Trump yönetimi, anlaşmanın ABD ekonomisine zarar verdiğini ve enerji sektöründe istihdam kaybına yol açtığını savunuyor.
Uluslararası toplum, ABD'nin kararını eleştirerek, iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılıklarını sürdüreceklerini belirtti.
ABD içindeki bazı eyaletler ve çevre örgütleri, federal hükümetin kararına rağmen iklim çabalarına devam edeceklerini açıkladı.
ABD'nin çekilmesi, küresel iklim çabalarını olumsuz etkileyebilir ve diğer ülkelerin taahhütlerini yerine getirme motivasyonunu azaltabilir.
Gelecekte, büyük ekonomiler iklim hedeflerini yükseltmeyi ve yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmayı planlıyor.
ABD'deki bazı eyaletler ve şehirler, federal hükümetin kararına rağmen kendi iklim politikalarını uygulamaya devam edebilirler.
İklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için tüm ülkelerin ortak çaba göstermesi gerekmektedir.
---

Çin'in Kömür Tedariğinde Moğolistan'ın Artan Rolü
Çin'in kömür talebi son yıllarda istikrar kazanmış durumda. Bu durum, Moğolistan'ı güney komşusu olan Çin'deki pazar payını koruma veya artırma konusunda avantajlı bir konuma getirmekte. Özellikle Rusya'nın Çin'e olan kömür ihracatındaki payının azalması, Moğolistan'ın bu alandaki fırsatlarını genişletmekte.
Moğolistan, zengin kömür rezervlerine sahip bir ülke olarak dikkat çekmekte. Coğrafi yakınlığı ve düşük taşımacılık maliyetleri sayesinde, Çin'in kömür ithalatında önemli bir tedarikçi konumunda. Son yıllarda, iki ülke arasındaki ticaret hacmi artış göstermekte ve bu trendin devam etmesi beklenmekte.
Rusya'nın Çin'e olan kömür ihracatındaki payının azalmasının birkaç nedeni bulunmakta. Bunlardan biri, Rusya'nın Avrupa ve diğer Asya ülkelerine yönelmesi ve bu bölgelere daha fazla kömür ihraç etmesi. Ayrıca, Rusya'nın iç tüketimindeki artış da ihracatını sınırlamakta. Bu durum, Çin'in alternatif tedarikçilere yönelmesine neden olmakta ve Moğolistan bu noktada öne çıkmakta.
Moğolistan'ın kömür endüstrisi, son yıllarda önemli yatırımlar almakta ve modernizasyon çalışmalarıyla kapasitesini artırmakta. Yeni maden sahalarının keşfi ve mevcut madenlerin genişletilmesiyle, üretim hacmi yükselmekte. Ayrıca, taşımacılık altyapısının geliştirilmesiyle, kömürün Çin pazarına daha hızlı ve maliyet etkin bir şekilde ulaşması sağlanmakta.
Çin'in enerji politikaları da Moğolistan'ın lehine gelişmekte. Çin, enerji arzını çeşitlendirmek ve dışa bağımlılığını azaltmak için yakın coğrafi konumdaki tedarikçilere öncelik vermekte. Bu bağlamda, Moğolistan'ın kömür ihracatı, Çin'in enerji güvenliği stratejileriyle uyumlu bir şekilde artış göstermekte.
Moğolistan ve Çin arasındaki diplomatik ilişkiler de ticaretin gelişmesine katkı sağlamakta. İki ülke arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmaları ve gümrük kolaylıkları, kömür ticaretini teşvik etmekte. Ayrıca, ortak altyapı projeleri ve sınır geçiş noktalarının iyileştirilmesi, lojistik süreçleri hızlandırmakta.
Çin'in iç piyasasındaki kömür talebinin dengelenmesi, fiyat istikrarını da beraberinde getirmekte. Bu durum, tedarikçiler için öngörülebilir bir pazar sunmakta ve uzun vadeli ticari ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlamakta. Moğolistan, bu istikrardan faydalanarak, Çin pazarındaki konumunu güçlendirmekte.
Rusya'nın Çin pazarındaki payının azalması, diğer tedarikçiler için de fırsatlar yaratmakta. Ancak, coğrafi avantajı ve mevcut ticari ilişkileri sayesinde, Moğolistan bu fırsatlardan en fazla yararlanan ülke konumunda. Bu durum, ülkenin ekonomik büyümesine ve istihdamına olumlu yansımakta.
Moğolistan'ın sürdürülebilir madencilik uygulamalarına yönelmesi ve çevresel etkileri minimize etme çabaları, uluslararası alanda da takdir görmekte. Bu yaklaşım, Çin'in çevre dostu enerji politikalarıyla uyumlu olup, iki ülke arasındaki ticaretin daha da artmasına katkı sağlamakta.
Sonuç olarak, Moğolistan, Çin'in kömür ithalatında giderek daha önemli bir tedarikçi haline gelmekte. Rusya'nın pazar payındaki düşüş, Moğolistan için yeni fırsatlar yaratmakta ve bu durum, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmakta. Gelecekte, iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha da artması ve stratejik işbirliklerinin güçlenmesi beklenmekte.
Önemli Notlar:
Çin'in kömür talebi istikrar kazanmış durumda.
Moğolistan, coğrafi yakınlığı ve düşük taşımacılık maliyetleriyle Çin'in önemli bir kömür tedarikçisi.
Rusya'nın Çin'e kömür ihracatındaki payı azalmakta.
Moğolistan'ın kömür endüstrisi, yatırımlar ve modernizasyon çalışmalarıyla büyümekte.
Çin'in enerji politikaları, Moğolistan'ın ihracatını desteklemekte.
İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler ve ticaret anlaşmaları, kömür ticaretini teşvik etmekte.
Moğolistan, sürdürülebilir madencilik uygulamalarıyla uluslararası alanda takdir görmekte.
---

Meksika'nın Nearshoring Teşvikleri ile Bölgesel Entegrasyon Hamlesi
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, ülkenin bölgesel tedarik zincirlerindeki rolünü güçlendirmek amacıyla 30 milyar peso (yaklaşık 1,4 milyar dolar) değerinde bir yakın kıyı teşvik paketi açıkladı. Bu teşvik paketi, Plan México adı verilen uzun vadeli ekonomik büyüme planının bir parçası olup, Kuzey Amerika tedarik zincirlerine entegrasyonu artırmayı hedeflemekte.
Plan México'nun temel amacı, çeşitli ekonomik sektörlerde kullanılan girdilerin Meksika'da üretilmesini teşvik etmek. Bu doğrultuda, teşvik paketinin 28,5 milyar pesosu ülkede yeni sabit varlıklara yatırım yapan şirketlere ayrılırken, kalan 1,5 milyar pesosu eğitim ve inovasyon teşviklerine tahsis edilmekte. Fonlar, 30 Eylül 2030 tarihine kadar kullanılabilir olacak ve dağıtım kriterleri önümüzdeki iki ay içinde federal bir komite tarafından belirlenecek.
Sheinbaum, bu teşvik paketinin ulusal ekonomiyi güçlendirmenin yanı sıra bölgesel entegrasyonu, istihdamı, ücretleri ve genel refahı artırmayı amaçladığını belirtti. Ayrıca, bu adımın Meksika'nın ithalatını yerli üretimle ikame etmesine yardımcı olacağını vurguladı.
Meksika Hazine ve Kamu Kredisi Sekreteri Rogelio Ramírez de la O, Kuzey Amerika'nın Çin'den yaptığı ithalatın %10'unun bölgesel olarak üretilen mallarla değiştirilmesinin kıta genelinde büyümeye yol açacağını ifade etti. Bu değişimin, Meksika'nın GSYİH'sini %1,2, ABD'nin %0,8 ve Kanada'nın %0,2 oranında artıracağı öngörülmekte.
Plan México, Meksika'nın Çin'e olan ticaret açığını azaltmayı ve daha fazla yatırım çekmeyi de hedeflemekte. 2023 yılında Çin ile olan ticaret açığı 105 milyar dolara ulaşan Meksika, bu planla birlikte tekstil ve otomotiv gibi sektörlerde yerli üretimi artırmayı planlamakta.
Bu teşvik paketi, ABD'nin elektrikli araçlar ve yarı iletkenler gibi sektörlerde yaptığı yatırımları sübvanse eden Enflasyon Azaltma Yasası ve CHIPS Yasası gibi girişimlere benzer şekilde tasarlandı. Ancak, Sheinbaum'un teşvik paketi, belirli sektörleri süresiz bir fon havuzuyla sübvanse etmek yerine, belirli bir miktarda fon ayırarak, bu hedeflere ulaşabilecek hem yabancı hem de yerli şirketlere kapı açmakta.
Meksika'nın yakın kıyı teşvikleri, küresel tedarik zincirlerinin coğrafi dönüşümünde önemli bir rol oynamakta. Son yıllarda, şirketler tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve Çin'e olan bağımlılıklarını azaltmak için Meksika gibi ülkelere yönelmekte. Bu eğilim, Meksika'nın artan sayıda serbest ticaret anlaşması, vergi teşvikleri ve rekabetçi işgücü maliyetleri sayesinde daha da güçlenmekte.
Lojistik sağlayıcılar da bu eğilimi fark ederek Meksika'daki operasyonlarını genişletmekte. Örneğin, Redwood Logistics ve BlueGrace Logistics, Meksika'daki hizmetlerini genişletme planlarını açıkladı. Bu şirketler, otomotiv, ilaç ve gıda ve içecek sektörlerinden gelen artan talebi karşılamak için Meksika'daki varlıklarını artırmakta.
Ayrıca, UPS, Meksika'nın tedarik zincirlerindeki artan önemini stratejik bir fırsat olarak görmekte ve bu durumdan faydalanmayı planlamakta. Şirket, Asya'dan Meksika'ya gelen ve ardından ABD'ye teslim edilmesi planlanan malların taşınmasında önemli bir rol oynamayı hedeflemekte.
Meksika'nın yakın kıyı teşvikleri, ülkenin küresel tedarik zincirlerindeki rolünü güçlendirmeyi ve bölgesel entegrasyonu artırmayı hedeflemekte. Bu adımlar, Meksika'nın ekonomik büyümesine katkı sağlayacak ve Kuzey Amerika tedarik zincirlerinin daha dayanıklı ve entegre olmasına yardımcı olacak.
Önemli Notlar:
Plan México, Meksika'nın bölgesel tedarik zincirlerindeki rolünü güçlendirmeyi amaçlayan 30 milyar peso değerinde bir yakın kıyı teşvik paketi sunmakta. supplychaindive.com
Teşvik paketi, yeni sabit varlıklara yatırım yapan şirketlere 28,5 milyar peso, eğitim ve inovasyon teşviklerine ise 1,5 milyar peso ayırmakta. supplychaindive.com
Meksika, ithalatını yerli üretimle ikame ederek ulusal ekonomiyi güçlendirmeyi ve bölgesel entegrasyonu artırmayı hedeflemekte.
---
!!! DUYURU !!!
ERP Nasıl Alınır? Kitabımız Google Play Book'da yayınlanmıştır.
https://www.sedatonat.com/erpnasilalinir Linki üzerinden ücretsiz olarak indirip okuyabilirsiniz.
Geri bildirimleriniz olursa bizleri mutlu edersiniz.
Şimdiden iyi okumalar dileriz.
Comments