top of page
  • Yazarın fotoğrafıSedat Onat

Konteynerin Fikir Babası: Malcolm McLean

"A journey of a thousand miles begins with a single step." – Chinese Proverb

Malcolm McLean kimdir?

1921 'de Kuzey Carolina 'da doğan Malcolm McLean, genç yaşta kamyon şoförlüğüyle iş hayatına adım attı. 1950 'lerin başında kendi kamyon filosunu kurarak nakliye işinde önemli bir aktör haline geldi. Ancak Malcolm McLean ’in gerçek vizyonu, yük taşıma süreçlerinde devrimsel bir değişiklik yapmaktı.


Konteyner Gemisinin Doğuşu

Malcolm McLean, kamyonlardan yükü gemilere aktarmanın ne kadar zaman aldığını ve bu süreçte ne kadar çok maliyet oluştuğunu fark etti. Malcolm Mclean yüklerin konteynerlarda standartlaştırılmasının bu süreci büyük ölçüde hızlandıracağını ve maliyetleri azaltacağını düşündü.


Malcolm McLean, 1956 Yılında "Ideal X" adını verdiği eski bir 2. Dünya Savaşı tankerini satın alarak, standart boyutlarda yük konteynerlerini taşımak için, üzerine özel olarak tasarlanmış platformlar yerleştirdi.


Malcolm McLean'in konteyner standardizasyonu ile hedefleri

  • Taşıma işlerinde daha az işçiye ihtiyaç duyulması,

  • -- Çok sayıda ve farklı ebatlardaki malın, basit matematik problemlerini bile çözemeyen eğitimsiz işçilerin elinde kaybolması veya elleçlenmesinin uzun sürmesi [The Box, p124],

  • -- 1950 yılında 1 ton kargo 1,9 adam/saat ile elleçlenirken, 1956 yılında bu rakam 2,5 adam/saat ‘e kadar çıkmıştı. Rakamın daha da yukarı çıkması maliyeti ciddi miktarda artırmaktaydı [The Box, p38],

  • Daha az görünür mal ve daha az insan sayesinde, hırsızlıkların ciddi şekilde azalacak olması,

  • Makine ağırlıklı çalışmanın yükleme boşaltma işlemlerini azaltacak olması,

  • Bu sayede transit sürelerinin hızlanacak olması,

  • Bu hızlanmanın liman maliyetlerini de düşürecek olması,

  • Bu hızlanma aynı zamanda yoldaki stoğu da azaltacaktı,

  • Artan hız ve düşen maliyetlerin global ticaretin gelişmesini sağlaması,

  • vb.


26 Nisan 1956'da, "Ideal X", New Jersey 'den Houston, Texas 'a doğru 58 konteynerle ilk seferine başladı. Bu yolculuk, konteyner taşımacılığının ilk resmi seferi oldu ve tedarik zinciri yönetiminde ve global ticarette devrim yarattı.


McLean ’in bu yenilikçi yaklaşımı, konteyner taşımacılığının dünya genelinde standart hale gelme sürecini başlattı. Bugün, milyonlarca konteyner, dünyanın dört bir yanındaki limanlarda yüklenip boşaltılmakta ve global ticarete büyük katkıda bulunmakta.


Vietnam Svavaşında konteynerizasyonun ABD Ordusu ‘na katkıları

McLean, Vietnam savaşı sırasında orduyu konteynerizasyona razı etmek için uzun uğraşlar veriyor. Ve bu uğraşları sonucunda ABD Ordusu ‘nda bu konuda bir uyanış başlıyor. Çünkü o dönem 540.000 askerin hemen hemen tüm ihtiyaçlarının, özellikle de gıda ihtiyaçlarının dışarıdan karşılanması gerekmekteydi.


Vietnam Savaşı sırasında, ABD Ordusu, Sea-Land tarafından işletilen özel olarak tasarlanmış konteyner gemileri kullanarak, Saigon Limanı 'na büyük miktarda malzeme taşıdı. Bu, konteynerleşmenin askeri operasyonlarda verimlilik, esneklik ve hız anlamında ne kadar etkili olabileceğini gösterdi ve konteyner taşımacılığının önemini daha da vurguladı.


Malcolm McLean ‘ın Yaşadığı Zorluklar

McLean ’in bu yenilikçi yaklaşımı, pek çok engelle karşılaştı. Öncelikle, limanların ve gemilerin bu yeni sisteme adapte olmaları gerekiyordu. Geleneksel nakliye yöntemlerini benimsemiş endüstri, bu değişikliği kolayca kabul etmedi. Ancak McLean, inatçılığı, kararlılığı ve vizyoner yaklaşımıyla bu zorlukların üstesinden neredeyse tek başına savaşarak geldi.


Sonrasında ise konteyner ebatlarının standardizasyonu ile ilgili epey sorun yaşadı. İlk başlarda farklı eyaletler farklı ebatlar kullanıyorlardı. Fakat yine bunun da üstesinden geldi ve günümüzün ISO 668 standardının oluşmasına önemli katkılar sundu.


Grevler

Bu süreçte, yaşadağı başlıca sorun limanlardaki grevler oldu. Emek yoğun liman işletmelerinde işçilerin ve dolayısı ile sendikaların gücü kırılamaz seviyelerdeydi. Konteynerizasyon demek ciddi anlamda daha az insana ihtiyaç duymak demekti.


Bu değişiklik, liman işçileri arasında büyük bir endişe yarattı. İşlerinin kaybolacağını gören liman işçileri, sendikaları aracılığıyla grevlere ve protestolara başvurdu. Özellikle ABD ‘de, 1970 'lerin başında Doğu ve Körfez Sahili limanlarında büyük grevler yaşandı. Grevler 95 günü buluyordu. Bu grevler, konteyner taşımacılığının gelişimini yavaşlatma potansiyeline sahip olsa da, konteynerizasyonun getirdiği verimlilik avantajları nedeniyle bu taşıma yöntemi kaçınılmaz bir hale geldi.


Bu süreçte sendikalar, işçi haklarını ve iş güvencelerini korumak için epey mücadele ettiler. Liman işçileri için geçici korumalar ve tazminatlar sağlandı, ancak yine de uzun vadede konteyner taşımacılığının etkisi limanlarda çalışan işçi sayısında ciddi bir azalmaya neden oldu.


Limanların önündeki başlıca engeller

  • Draft / Su Derinliği: Konteyner gemileri ağırlıkları sebebi ile daha derin sulara ihtiyaç duyarlar. Bu da limanların buna göre revize edilmesini gerektirdi.

  • Güvenlik: Konteynerlerin içlerinin görünmemesi ve görünmeyen yüksek miktarda mal taşınması, ilk zamanlar devlet otoriteleri tarafından güvenlik konusunda soru işaretleri doğurdu. Ama bu nokta aynı zamanda Konteyner taşımacılığındaki hırsızlıklara karşı avantajlardan da biriydi.

  • Altyapı Eksikliği: Geleneksel limanlar genellikle elle yüklenip boşaltılan kargo için tasarlanmıştır. Konteynerlerin hızlı ve verimli bir şekilde yüklenip boşaltılabilmesi için özel vinçlere, forkliftlere ve diğer ekipmanlara ihtiyaç vardır.

  • Yetersiz Depolama Alanı: Konteynerizasyon, limanlarda büyük miktarda depolama alanı gerektirir. Eski limanların birçoğu, bu yeni ihtiyaca cevap vermek için yeterli alana sahip değildi.

  • Ulaşım Bağlantıları: Konteynerler, limanlardan iç bölgelere kolayca taşınabilmeliydi. Bu, demiryolu veya karayolu bağlantılarıyla mümkündür. Bazı eski limanlar, bu tür bağlantıları destekleyecek altyapıya sahip değildi.

  • Operasyonel Uyum: Konteynerleşme, liman işleyişinde de değişiklikler getirdi. Bu da, iş süreçlerinin, bilgi sistemlerinin ve lojistik operasyonlarının gözden geçirilmesini gerektirdi.

  • Maliyet Sorunları: Konteyner altyapısına geçiş, önemli maliyetleri beraberinde getirdi. Bazı limanlar, bu maliyetleri karşılamakta zorlandı. Finansal ihtiyaçlarını karşılamada gecikince fırsatları diğer limanlara kaybettiler.

  • Direnç ve Kültürel Faktörler: Konteynerleşmeye karşı direnç, liman işçileri, sendikalar ve bazen yerel hükümetler tarafından meydana geldi. Bu, özellikle konteynerleşmenin limanlardaki istihdam üzerindeki olası olumsuz etkileri nedeniyle ortaya çıkardı.

  • Fiziksel Kısıtlamalar: Bazı limanların fiziksel konumu, genişlemeye veya modernizasyona izin vermeyebilirdi. Örneğin, şehir merkezine yakın limanlar için genişleme seçenekleri sınırlı oldu.


Bazı limanların eski güçlerini kaybetmesi

Konteynerizasyonun yaygınlaşmasının doğal sonucu olarak, limanlar ve liman şehirleri de dönüştü. Bazı geleneksel limanlar, konteyner taşımacılığına uyum sağlamakta zorlandı ve eski önemlerini kaybetti, bu da yeni ve daha modern limanların yükselişine neden oldu.


Aynı zamanda, konteynerizasyonun önemi arttıkça, şehirlerin limanlar üzerinden birbirleri ile yarıştığı görüldü.


Konteynerleşme öncesi Amerika'nın en işlek limanlarından biriydi. Ancak konteynerleşme ile birlikte, daha derin sulara (draft) ve geniş alanlara ihtiyaç duyan büyük konteyner gemilerini ağırlayabilecek New Jersey'deki limanlara yönlendirildi.


Konteynerleşme öncesi Batı Sahili 'nin en önemli limanlarından biriydi. Ancak Oakland Limanı, konteyner taşımacılığı için daha uygun bir altyapıya sahip olduğundan San Francisco 'nun yerini aldı.


Thames Nehri üzerindeki bu tarihsel liman, konteynerleşmenin etkisiyle eski önemini kaybetti. Daha derin sulara ve geniş alanlara sahip olan Felixstowe ve Southampton gibi limanlar, konteyner taşımacılığında öne çıktı.


19. Yüzyılda İngiltere 'nin en işlek limanlarından biri olan Liverpool, 20. yüzyılın sonlarına doğru konteynerleşmenin etkisiyle önemini kaybetti. Konteyner taşımacılığı için daha uygun altyapıya sahip olan diğer limanlar, Liverpool 'un önüne geçti.


Konteynerleşmeden önce Akdeniz 'in önemli limanlarından biri olan Genova, konteynerleşme ile birlikte Marsilya (Fransa) ve Valencia (İspanya) gibi limanlara karşı rekabet etmekte zorlandı.


Hindistan'ın en eski limanlarından biri olan Kolkata, konteynerleşme sonrası eski önemini kaybetti. Modern konteyner gemilerini ağırlayabilecek olan Mumbai ve Chennai limanları, ülkenin önde gelen limanları haline geldi.


Güney Amerika 'nın en önemli limanlarından biri olan Buenos Aires, konteynerleşmenin yükselişiyle bazı zorluklarla karşılaştı. Özellikle Rio de la Plata Nehri 'nin sığlığı (draft sorunu), büyük konteyner gemilerinin limana girmesini zorlaştırdı.


Filipinler 'in başkenti olan Manila 'nın tarihsel limanı, konteyner taşımacılığının yükselişiyle birlikte Batangas ve Subic gibi diğer limanlara karşı rekabet etmekte zorlandı.


Doğu Afrika'nın ana limanı olan Mombasa, konteynerleşme nedeniyle altyapısını güncellemekte zorlandı. Bu, Dar es Salaam (Tanzanya) gibi limanların ön plana çıkmasına neden oldu.


Bu süreçte Malcolm Mclean ‘ın kurduğu şirketler

  • McLean Trucking Company:McLean, 1934 yılında North Carolina'da kendi adıyla bir kamyon taşımacılığı şirketi kurdu. Bu şirket, onun lojistik sektöründeki ilk girişimidir ve zamanla büyüyerek Amerika'nın en büyük kamyon taşımacılığı şirketlerinden biri haline geldi.

  • Pan-Atlantic Steamship Corporation: 1955'te McLean, Pan-Atlantic Steamship Corporation'ı satın aldı. Bu şirketi, konteyner taşımacılığının ilk adımlarını atmak için kullandı.

  • Sea-Land Service, Inc.: Pan-Atlantic, konteyner taşımacılığında öncü bir rol üstlendikçe, şirket 1960'ta Sea-Land Service, Inc. olarak yeniden adlandırıldı. Sea-Land, konteyner taşımacılığının globalleşmesinde kilit bir oyuncu oldu ve birçok yenilikçi uygulamanın öncüsü oldu.

  • United States Lines: 1978'de McLean, United States Lines'ı satın aldı ve bu şirketi, global konteyner taşımacılığını genişletmek için kullandı. Ancak 1980'lerin ortalarına doğru, şirket ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldı ve 1986'da iflas etti.


Bu şirketler, Malcolm McLean 'in lojistik ve denizyolu taşımacılığındaki inadını göstermekte.


Malcolm Mclean ‘ın Vedası...

Uluslararası ticareti tamamen değiştiren Malcolm McLean, konteyner taşımacılığının babası olarak tanınır. McLean, 25 Mayıs 2001'de öldüğünde, onun katkılarını anmak ve saygı göstermek için dünya genelinde birçok limanda bulunan gemiler sirenlerini çaldı. Bu eşsiz an, McLean'in denizcilik endüstrisine yaptığı katkıların büyüklüğünü ve önemini yansıtan sembolik bir jestti.


Bu anlamlı hareket, denizcilik camiasının Malcolm McLean 'e duyduğu saygıyı ve onun endüstriye olan katkılarını göstermekteydi. Konteyner taşımacılığının fikir babası olan Malcolm McLean, global ticareti daha verimli, hızlı ve maliyet-etkili hale getirerek, tüm dünyayı birbirine daha da yaklaştırdı.


Malcolm McLean ‘in muhteşem hayat hikayesini, Marc Levinson ‘un The Box kitabında okuyabilirsiniz.


Özetle...

Malcolm McLean ’in katkıları, sadece nakliye sektörünü değil, global ticareti de derinden etkiledi. Konteyner gemisi, milyarlarca dolarlık ticareti ve binlerce işi mümkün kılarak modern tedarik zincirini ve globalleşmeyi şekillendirdi.


Malcolm McLean ‘in anısına en derin saygılarla...


 

Faydalı Linkler

 

İlgili Makalelerim

 

Kaynaklar

 

Kapak fotoğrafı: Wikipedia

 

35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page